Bugün ki yazımda adı çok bilinmeyen ancak çoğu annenin gözlemlediği bir durumu ele alacağım. Konu başlığımız hemanjiyom nedir?

Yenidoğan bebeklerin cildindeki damarlardan dolayı, bebeklerin cildinde meydana gelen doğum lekelerine “hemanjiyom” denir.  Bebeğin doğduğu zaman vücudunda görüleceği gibi doğumdan sonraki birkaç hafta içerisinde de görülebilir.

Hemanjiyom genel olarak bebeklerin ensesinde ve göz kapaklarında görülmektedir. Hemanjiyom bölgesel kızarıklık olarak gözleneceği gibi vişne lekesi şeklinde de gözlemlenebilir. Hemanjiyom içerisi kan ile dolu olduğu için leke şeklinde görülmektedir. Cildin üst kısımda oluştuğunda kırmızı leke şeklide gözlenirken derinin biraz daha alt kısmında meydana gelmişse mavimsi bir renkte görünür.

Hemanjiyom bebek doğduğunda bebeğin vücudunda görülmesine rağmen ilerleyen yaşlarda yavaş yavaş kaybolacaktır. Hemanjiyom çocuklarda genellikle 4 – 5 yaşlarında kaybolmaya başlar ancak 10 – 12 yaşına kadar görülmeye devam edeceğini de unutmayın. Hemanjiyom belli bir miktar büyüyebilir, ancak büyüme belli bir noktadan sonra duracaktır.

Cinsiyeti kız olan bebeklerde erkek bebeklere daha sık görülmektedir.

Bebeğinizin vücudunda yara, leke vb. ne görürseniz görün mutlaka konuyu doktorunuza anlatın. Bizim amacımız sadece sizi bilgilendirmek. Buradaki bilgilerin teşhis yada tedavi niteliği taşımadığını ve teşhis ve tedavi amacıyla yazılmadığını belirtmek isterim. Yazılarımda genel olarak vurguladığım bir cümleyi tekrar hatırlatmak isterim küçük ihmaller büyük sağlık sorunlarına sebep olabilmektedir, bu yüzden sağlık sorunlarınızda mutlaka doktora muayene olun ve doktorunuzun vermediği hiçbir ilacı kullanmayın.

Bilgi ağımıza bir zincir daha ekledik eğer sizde bilgi paylaştıkça artan bir hazinedir görüşünü savunuyorsanız sitemize kayıt olarak içerikler paylaşabilirsiniz. Bin bilsen de bir bilene sor bölümünden sorularınızı, görüşlerinizi paylaşabilirsiniz. Eğer anne ve bebekler ile ilgili merak ettiğiniz farklı konular varsa anne & çocuk bölümümüzü inceleyebilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek duası ile.

Hemanjiyom Nedir? yazısı ilk olarak Web Ağı sitesi tarafından yayınlanmıştır. Web Ağı sitesini ziyaret ederek bu ve bunun gibi bir çok yazıya ulaşabilirsiniz.

Lohusalık döneminde nasıl beslenmeliyiz? Sorusuna cevaplandırmadan, beslenmenin lohusalık dönemindeki öneminden bahsetmek istiyorum. Lohusalık döneminde annenin beslenmesi hem kendisi için hem de bebek için önemlidir. Çünkü annenin tükettiği besin maddeleri de anne sütünü oluşturmakta ve bebek de ilk altı ay anne sütü ile beslenmektedir. Bu yüzden anne hem besin değeri yüksek gıdalar tüketmeli hem de tükettiği besinler bebeği rahatsız etmemeli. Bebeği rahatsız etmemesinden kastımız, bebekte gaz oluşumuna neden olacak besin maddesi tüketilmemesi gibi durumlar. Genel açıklamayı yaptıktan sonra geçelim lohusalık döneminde nasıl beslenmeliyiz sorusunun cevabına.

İlk olarak yukarıda da bahsettiğim bebekte gaz oluşumuna sebep olacak besinler tüketilmemeli. Örneğin; kuru fasulye, sütlü tatlılar vb.

Protein ihtiyacını karşılamak için günde en az 1 tane yumurta yenmeli.

Hem anne hem de bebek için çok faydalı olan ve omega-3 yönünden zengin olan balık haftada en az 1 kez tüketilmeli.

Vitamin yönünden zengin olan meyveler bolca tüketilmeli, özellikle hazır meyve suyu tüketmek yerine meyveyi kendiniz sıkarak elde edilen meyve suyunu tüketin. Kurutulmuş meyvelerden komposto hazırlanarak da tüketilebilir. Portakal gibi gaz oluşmasına neden olan meyveleri tüketmemeniz gerekmektedir.

Sebzede her gün tüketilmelidir (gaz yapan sebzeler hariç örneğin; lahana).

Lohusalık döneminde mümkünse her gün yemeklerinizde et bulunmalı.

Günlük en az 2,5 – 3 litre sıvı tüketilmelidir.

Kahve ve siyah çay içilmemeli, sadece bitkisel çaylar içilmelidir.

Sabah kahvaltılarında bal, reçel vb. kalori değeri yüksek besinler tüketilmelidir.

Yoğurt, peynir istenildiği kadar tüketilebilirken süt tüketilmemelidir.

Ara öğünlerde hazır olmamak şartıyla kek, börek tüketilebilir.

Şeker ve tuz kullanımından olabildiğince uzak durulmalıdır.

Bilgi ağımıza bir zincir daha ekledik eğer sizde bilgi paylaştıkça artan bir hazinedir görüşünü savunuyorsanız sitemize kayıt olarak içerikler paylaşabilirsiniz. Bin bilsen de bir bilene sor bölümünden sorularınızı, görüşlerinizi paylaşabilirsiniz. Eğer anne ve bebekler ile ilgili merak ettiğiniz farklı konular varsa anne & çocuk bölümümüzü inceleyebilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek duası ile.

Lohusalık Döneminde Nasıl Beslenmeliyiz? yazısı ilk olarak Web Ağı sitesi tarafından yayınlanmıştır. Web Ağı sitesini ziyaret ederek bu ve bunun gibi bir çok yazıya ulaşabilirsiniz.

Sezaryen Doğum Nedir?

Bebeğin, normal (vajinal yoldan) doğması riskliyse ya da mümkün değilse annenin karın duvarı kesilerek bebeğin doğumu gerçekleştirilir. Bu şekilde gerçekleştirilen doğuma “Sezaryen Doğum” denir.

Hangi Durumlarda Sezaryen Doğum (Ameliyatı ) Yapılır?

1. Anne adayı hamilelik öncesinde (herhangi bir zamanda) rahimden ameliyat olmuşsa vajinal doğumda ameliyat yeri yırtılabilir. Bu yüzden doktor kontrollerinizde böyle bir ameliyat geçirmişseniz mutlaka doktorunuza belirtin.
2. Bebeğin normal doğumlarda ilk olarak başı gelir ancak bebeğin başı yerine omuzu, kolu gelirse normal doğum (vajinal) yapılamaz, sezaryen doğum yapılmalıdır.
3. Bebeğin baş bölgesinin doğum kanalından geçemeyecek kadar büyük olduğu doğumlarda.
4. Bebeğin baş bölgesinin normal olduğu ancak annenin doğum kanalının dar olduğu doğumlarda.
5. Plasentanın ön tarafa gelerek doğum kanalını kapatması durumunda.
6. Su kesesi açıldığında, bebeğin göbeğinden plasentaya kadar uzanan ve göbek kordonu olarak tanımlanan kısmın vajinadan dışarı çıkması bebek için hayati önem taşımaktadır. Sebebi ise göbek kordonu dışarı çıktığında, damarların büzülerek işlevini yitirmesinden dolayı bebek oksijensiz kalır. En hızlı şekilde müdahale edilmesi gerekmektedir.
7. Herhangi bir nedenden dolayı anne ile bebek arasındaki plasenta hamilelik döneminde yerleştiği yerden ayrılırsa bebek hayati tehlikeyle karşı karşıya kalır ve acil müdahale yapılarak doğumu gerçekleşmezse maalesef bebek ölür.

Yukarıda sezaryen doğum yapılması gereken ve hayati önem taşıyan bazı durumları sizlere aktarmaya çalıştım. Sezaryen doğumun gerekli olduğu durumlar bunlar ile sınırlı değildir ve bu durumları direk gözlemleyemeyebilirsiniz. Örneğin; plasentanın önde gelmesi, bebeğin anne karnındaki durumu vb. durumlar ultrasonografi ile tespit edilebilir. Bu yüzden hamilelik takibi yapılmalı ve doktorunuzun size söylediklerini harfiyen uygulamalısınız.

Sezaryen doğum hakkında araştırma yaparken sezaryen ameliyatı şeklide sonuçlar ile de karşılaşabilirsiniz. Sezaryen ameliyatı şeklinde nitelendirilmesinin nedeni bebeğin doğumu gerçekleşirken cerrahi müdahalenin yapılmasıdır. Sezaryen doğumda cerrahi müdahale uygulandığı için anestezi yapılması gerektiğini de belirtmeliyim. Anne adayına genel anestezi uygulanabileceği gibi sadece bel altı içinde(epidural ) anestezi uygulanabilir. İkisinde de ağrı acı hissedilmemektedir.

Hamile anne adayına anestezi yapıldıktan sonra ameliyata alınır. Sezaryen doğumda karın bölgesi 7 kat kesilir. Bebeğin içerisinde bulunduğu su kesesine ulaşılır ve su kesesi patlatılarak bebek içerisinden çıkarılır. Anne karnından bebek çıkarıldıktan sonra ilk olarak göbek kordonu bağlanır ve bağlanan yerin az ilerisinden göbek kordonu kesilir. Böylece sezaryen doğum gerçekleşmiş olur. Sırada annede açılan karın bölgesinin kapatılması vardır. Gerekli tıbbi müdahaleden sonra annenin karın bölgesi de kapatılır ve operasyon tamamen sonlamış olur.

Sezaryen doğum yapmış annelere ameliyat sonrasında ağrınız var mı? Varsa kaç gün sürüyor diye sorduğumuzda, ağrının ilk gün çok olduğunu sonrasında 2-3 gün boyunca devam ettiğini söylediler ve ilk günden sonraki ağrıların gaz birikmesinden kaynaklandığını ve gaz çıkardıktan sonra ağrıların azaldığını belirttiler. Doktorunuzda size sezaryen doğum sonrasında ağrı kesici vereceği için ağrı hissetseniz de çok şiddetli olmayacağını belirtelim.

Sezaryen Doğum (Ameliyatı) Sonrasında

• Kesinlikle doktorunuzun size verdiği ilaçları kullanmalısınız.
• Sezaryen doğumda kesinin bulunduğu yer banyo yapabilmeniz için koruyucu bir bant ile kapatılmaktadır. Doktorunuzun size söylediği andan itibaren banyo yapabilirsiniz. Banyo yaparken dikişlerinizden dolayı ayakta ve mümkün olduğunca ılık su ile banyo yapmalısınız.
• Kendinizi çok yormadan mümkün olduğunca yürümelisiniz.
• Soğuktan sakınmalısınız.
• Kesinlikle ağır bir şey kaldırmamalısınız.
• Sezaryen doğum sonrasında annelerde gazdan dolayı ağrı meydana geldiğini söylemiştik bu yüzden beslenirken de gaz yapacak yiyeceklerden sakınmalısınız.
• 40 gün boyunca havuza ve denize girmek yasak.
• Sezaryen doğumdan sonra 40 gün boyunca kesinlikle cinsel ilişkiye girilmemeli 6. Haftadan sonra doktor kontrolünde herhangi bir sakınca yok ise cinsel ilişkiye girilebilir.
• Günlük en az 2,5 Litre sıvı tüketmelisiniz.

Sezaryen doğumdan sonra neden 40 gün cinsel ilişki kurmamalıyız, havuza ve denize girmemeliyiz diyebilirsiniz. Sebebi öncelikle bir cerrahi operasyon geçirdiniz ve belli bir iyileşme süreci geçirmeniz gerekmekte, diğer sebebi doğumdan sonra gelen akıntıların 35-40 güne kadar sürmesidir ve mikrop kapmamanız gerekmektedir.

Bilgi ağımıza bir zincir daha ekledik eğer sizde bilgi paylaştıkça artan bir hazinedir görüşünü savunuyorsanız sitemize kayıt olarak içerikler paylaşabilirsiniz. Bin bilsen de bir bilene sor bölümünden sorularınızı, görüşlerinizi paylaşabilirsiniz. Eğer anne ve bebekler ile ilgili merak ettiğiniz farklı konular varsa anne & çocuk bölümümüzü inceleyebilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek duası ile.

Sezaryen Doğum Hakkında Bilmeniz Gereken Her şey yazısı ilk olarak Web Ağı sitesi tarafından yayınlanmıştır. Web Ağı sitesini ziyaret ederek bu ve bunun gibi bir çok yazıya ulaşabilirsiniz.

Bugün bütün anne adaylarını yakından ilgilendiren, hamilelikteki acil durumların genelini kapsayan bir yazı hazırladım. Yazıyı dikkatli okumanızı özellikle tavsiye ediyorum çünkü yazıda belirtilen durumların bir yada bir kaçını gözlemlediyseniz acilen doktora gitmeniz gerekmektedir. Küçük ihmallerin büyük sağlık sorunları meydana getireceğini bir kere daha hatırlatmak istiyorum.

Elde ve yüzde şişmelerin meydana geliyorsa Preeklampsi belirtisi olabilir, detaylı bilgiye hamilelikte ödem neden olur? Başlıklı yazımdan ulaşabilirsiniz.

Vajinadan birdenbire fazla miktarda akıntı gelmesi.

Bebek anne karnında gelişirken hamileliği ilerleyen dönemlerinde belirgin bir şekilde hareket eder. Halk arasında tekme attı vb. şekillerde nitelendirilebilir. Bebeğin anne karnındaki hareketlerinde birden azalma gözlemleniyorsa doktora gitmeniz gerekmektedir.

Aniden baş ağrısı ve yüksek ateş meydana gelmesi hamilelikteki acil durumlardan bir tanesidir.

Normalde tuvalete çıktığınızda yaptığınız idrarın belirgin bir şekilde azalması.

İdrara çıkıldığında yanma hissedilmesi.

Vajinal akıntı sarı ve yeşilimsi renklerde geliyorsa ve kokulu ise enfeksiyon belirtisi olabilir acilen doktora gitmelisiniz.

Vajinada kanama meydana gelmesi.

Aniden başlayan kasık ve karın ağrısı, birbirini takip edebileceği gibi tek başında gözlemlenebilir.

Ani başlayan ve tekrar eden kusmalar görülüyorsa.

Bilgi ağımıza bir zincir daha ekledik eğer sizde bilgi paylaştıkça artan bir hazinedir görüşünü savunuyorsanız sitemize kayıt olarak içerikler paylaşabilirsiniz. Bin bilsen de bir bilene sor bölümünden sorularınızı, görüşlerinizi paylaşabilirsiniz. Eğer anne ve bebekler ile ilgili merak ettiğiniz farklı konular varsa anne & çocuk bölümümüzü inceleyebilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek duası ile.

Hamilelikteki Acil Durumlar Nelerdir? yazısı ilk olarak Web Ağı sitesi tarafından yayınlanmıştır. Web Ağı sitesini ziyaret ederek bu ve bunun gibi bir çok yazıya ulaşabilirsiniz.

Hamile anne adayları günlük ev işlerinde kesinlikle ani hareketler yapmamalılar.

Özellikle gebeliğin 5. Ayından sonra ev işlerini yaparken sürekli ayakta durulmamalı, yer temizliği yaparken eğilmek, çömelmek yerine dizlerin üzerinde durularak temizlik yapılmalı.

Koltuk, sandalye, oturak vb. yerlerde otururken kalkmak istediğinizde vücut ağırlığını bacaklarınıza vererek ve kollarınız ile kenarlardan destek alarak kalkmalısınız.

Tek başınıza da olsa birden fazla kişi ile de olsa eşya taşımaktan kaçınmalısınız, sebebi hamilelikte ağır kaldırmak yasak.

Yatarken kendinizi birden geri bırakmamalısınız.

Özellikle hamileliğin ilerleyen aylarında yataktan kalkarken direk kendinizi öne doğru itmeyin, hafifçe yan tarafınıza döndükten sonra kalkın.

Bilgi ağımıza bir zincir daha ekledik eğer sizde bilgi paylaştıkça artan bir hazinedir görüşünü savunuyorsanız sitemize kayıt olarak içerikler paylaşabilirsiniz. Bin bilsen de bir bilene sor bölümünden sorularınızı, görüşlerinizi paylaşabilirsiniz. Eğer anne ve bebekler ile ilgili merak ettiğiniz farklı konular varsa anne & çocuk bölümümüzü inceleyebilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek duası ile.

Hamilelikte Günlük Ev İşlerinde Nelere Dikkat Etmeliyiz? yazısı ilk olarak Web Ağı sitesi tarafından yayınlanmıştır. Web Ağı sitesini ziyaret ederek bu ve bunun gibi bir çok yazıya ulaşabilirsiniz.

Web ağı ziyaretçileri tarafından çokça sorulan sorulardan bir tanesi de hamilelikte seyahate çıkılır mı? Sorusudur. Bu konuyu da diğer konularda olduğu gibi hem alanında uzman doktorlara hem de yeni doğum yapmış hamileliğin tüm dönemlerini görmüş annelere sordum ve sizin için kapsamlı bir cevap hazırladım. Yazımızı okuyan değerli takipçilerimizin de eklemek istediği şeyler olursa konu altında yorum ile belirtmeleri durumunda yazıma gerekli eklemeleri yapacağım.

Geçelim yazımıza, hamilelikte seyahate çıkmanın normal bir doğum süreci geçiren anne adayları için herhangi bir sakıncası yoktur. Diyeceksiniz ki normal bir doğum sürecinden kastınız nedir? Erken doğum riski yada düşük riski yoksa normal bir doğum süreci geçiriyorsunuz diyebiliriz. İlk kez hamile kalıyorsanız ve düşük yapma belirtileri görülmüşse yada daha önceki hamilelikleriniz de düşük yapmışsanız seyahate çıkmamanız gerekmektedir. Yine erken doğum yapma ihtimaliniz varsa seyahate çıkmamanız gerekmektedir. Acil bir durum oluştu ve mutlaka seyahat etmeniz gerektiyse seyahat kesinlikle uzun mesafeli olmamalı ve olabildiğince sarsıntısız bir yolculuk geçirilmelidir. Çünkü erken doğum ve düşük riski varsa uzun mesafeli bir seyahate çıkılmışsa ve araçta çok fazla sallantıya maruz kalınmışsa erken doğumu ve düşüğü tetikleyecektir.

Seyahate çıktığınızda ortalama 2 -3 saatte bir araçtan inip yürüyüş yapmanız gerekmektedir. Seyahat ederken yürümediğiniz sürenin 5 saati geçmemesine dikkat etmelisiniz. Otomobil ile seyahatlerde belirtilen süre zarfında mola verip kısa bir yürüyüş yapabilirsiniz.

Diyebilirsiniz ki tren yada uçak ile seyahat etmenin otomobil ile seyahat etmeden bir farkı var mı? Hayır yok, tren ve uçaklarda mola verme olayı olmazsa da araçların içerisinde birkaç dakika adımlamanız yeterlidir. Uçak ile seyahatleriniz de türbülans uyarılarında çok dikkatli olmalısınız çünkü uçaklar türbülansa girdiklerinde irtifa kaybı yaşarlar ve irtifa kaybı esnasında ciddi sarsıntı meydana gelir. Hamilelikte sarsıntılardan olabildiğince uzak durulması gerekmektedir.

Bilgi ağımıza bir zincir daha ekledik eğer sizde bilgi paylaştıkça artan bir hazinedir görüşünü savunuyorsanız sitemize kayıt olarak içerikler paylaşabilirsiniz. Bin bilsen de bir bilene sor bölümünden sorularınızı, görüşlerinizi paylaşabilirsiniz. Eğer anne ve bebekler ile ilgili merak ettiğiniz farklı konular varsa anne & çocuk bölümümüzü inceleyebilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek duası ile.

Hamilelikte Seyahate Çıkılır mı? yazısı ilk olarak Web Ağı sitesi tarafından yayınlanmıştır. Web Ağı sitesini ziyaret ederek bu ve bunun gibi bir çok yazıya ulaşabilirsiniz.

Hamilelik ile ilgili en çok merak edilen konulardan bir tanesi de hamilelikte cinselliktir ve konu ile alakalı en çok sorulan soruda hamilelikte cinsel ilişkiye girilir mi? Sorusudur. Bu yazımda hamilelikte cinsel ilişkiye girilir mi? Sorusunun cevabını bulabilirsiniz.

Normal bir hamilelik dönemi geçiriyorsanız yani herhangi bir sağlık sorununuz (vajinal akıntı vb. gibi ) yoksa haftada 2 en fazla 3 kez cinsel ilişkiye girilebilir. Ancak mutlaka doktorunuza bu konuyu danışın çünkü herhangi bir rahatsızlığınız olabilir ve bu durum bebeğiniz için hayati önem taşıyabilir.

Hamilelikte cinsel ilişki sonrasında aşağıdaki belirtiler görülürse direk doktorunuza başvurmanız gerekmekte ve doktora görünene kadar cinsel ilişki kurmamalısınız.

• Karın bölgesinde gerilme, sertleşme meydana gelmişse,
• Vajinada kanama meydana gelmişse,
• Karın bölgesinde ağrı meydana gelmişse,

Yukarıda saydığım belirtiler bebek için hayati önem taşımaktadır, eğer belirtiler dikkate alınmaz ve cinsel ilişki kurulmaya devam edilirse düşük yapabilirsiniz.

Yukarıda cinsel ilişkiye girebilmenin bir şartı da hamilelikte meydana gelen vajinal akıntı gibi sağlık sorununuz olmamalı diye belirtmiştim. Neden bu kadar önemli, vajinal akıntı zaten başlı başına dikkat edilmesi gereken bir konudur çünkü enfeksiyon belirtisi olabilir. Vajinal akıntının cinsel ilişki esnasında iç kısma kayması ise erken doğuma sebep olabilmektedir.

Küçük ihmallerin büyük sağlık sorunlarına sebep olacağını sıklıkla yazılarımda belirtiyorum. Normal olamayan bir durum ile karşılaşırsanız mutlaka doktorunuza başvurun. Yazılarım sadece bilgilendirme amaçlı olup kesinlikle teşhis ve tedavi amaçlı yazılmamıştır ve kullanılmamalıdır.

Bilgi ağımıza bir zincir daha ekledik eğer sizde bilgi paylaştıkça artan bir hazinedir görüşünü savunuyorsanız sitemize kayıt olarak içerikler paylaşabilirsiniz. Bin bilsen de bir bilene sor bölümünden sorularınızı, görüşlerinizi paylaşabilirsiniz. Eğer anne ve bebekler ile ilgili merak ettiğiniz farklı konular varsa anne & çocuk bölümümüzü inceleyebilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek duası ile.

Hamilelikte Cinsel İlişkiye Girilir mi? yazısı ilk olarak Web Ağı sitesi tarafından yayınlanmıştır. Web Ağı sitesini ziyaret ederek bu ve bunun gibi bir çok yazıya ulaşabilirsiniz.

Hamilelikte beslenme hem anne hem de bebek için çok önemlidir. Bu yüzden anne adayları beslenirken bir çok konuya dikkat etmeleri gerekmektedir. Bu yazımda, hamilelikte beslenirken nelere dikkat etmeliyiz? Sorusunu cevaplandıracağım.

Gebelikte anne adaylarının en büyük problemlerinden bir tanesi aşırı kilo alınması olayıdır. Hamilelikte anne adayları neden aşırı kilo alırlar? Temel nedeni halk arasında yanlış bilinen beslenme şeklidir. Hamilelikte anne adaylarına beslenmek önemli denildiğinde daha fazla yemek yeme olarak anlaşılmasından dolayı aşırı kilo alırlar. Önemli olan beslenmenin şeklidir yani azar azar sık aralıklarla yemek yenmeli ve doğal beslenilmelidir. Sık aralıktan kastımız günlük 3 öğün yemeğiniz var ve bu 3 öğüne ek olarak ara öğünlerde eklenmeli. Aynı zamanda çok fazla olmamak suretiyle kısa yürüyüşler yapmak da aşırı kilo almayı engelleyecektir. Hamilelik döneminde anne adaylarının alması gereken kilo 15 kiloyu geçmemelidir çünkü 15 kilogram üzerinde alınan kiloları hamilelik sonrasında vermeniz zor olacaktır, ideal kilo ise 10-13 kg’dır.

Tuz kullanıyorsanız tuzun iyotlu olmasına dikkat etmeniz gerekmektedir.

Sucuk, nugget, salam vb. katkı maddesi içeren besinleri tüketmekten kaçınılmalı.

Çay içiyorsanız çayı çok demli içmemelisiniz, günlük çay tüketiminiz çok fazla ise mutlaka azaltmalısınız.

Çay vb. sıcak içeceklerde şeker kullanıyorsanız en aza indirmeniz mümkünse hiç kullanmamanız gerekmektedir.

Hazır meyve suyu tüketmek yerine meyve alıp sıkın ve elde ettiğiniz meyve suyunu için.

Kahve içiyorsanız (çeşidinin önemi yok bütün kahve türleri için geçerli) günlük maksimum 2 fincan içmelisiniz ve içimlerin arasında belli bir süre olmalı aynı anda 2 fincan içilmemeli.

Vitamin eksikliği ve benzeri nedenlerden dolayı besin takviyesi niteliğinde ilaç alıyorsanız hamilelik döneminde mutlaka doktorunuza kullandığınız ilaçları söylemelisiniz. Doktorunuzun kullanmanızı söylediği ilaçları kullanmalısınız.

Vitamin ve kalsiyum eksikliğini ilaç kullanmak yerine mümkün olduğunca besin maddelerinden almanız daha sağlıklıdır.

Hamilelik döneminde bitkisel gıda tüketimine de dikkat etmeniz gerekmektedir. Örneğin normalde adaçayı demleyerek içiyor olabilirsiniz, ancak hamile anne adaylarının adaçayı bitkisini kullanmamaları Önerimiz sürekli kullandığınız bir bitki varsa hamilelik döneminde mutlaka doktorunuza sorun.

Kola vb. asitli içecekleri tüketmemelisiniz.

Hamilelik döneminde beslenme öğünleriniz de tükettiğiniz besinler mutlaka protein, demir, vitamin (özellikle A,B ve C vitamini) ve kalsiyum yönünden zengin olmalı.

Bilgi ağımıza bir zincir daha ekledik eğer sizde bilgi paylaştıkça artan bir hazinedir görüşünü savunuyorsanız sitemize kayıt olarak içerikler paylaşabilirsiniz. Bin bilsen de bir bilene sor bölümünden sorularınızı, görüşlerinizi paylaşabilirsiniz. Eğer anne ve bebekler ile ilgili merak ettiğiniz farklı konular varsa anne & çocuk bölümümüzü inceleyebilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek duası ile.

Hamilelikte Beslenirken Nelere Dikkat Etmeliyiz? yazısı ilk olarak Web Ağı sitesi tarafından yayınlanmıştır. Web Ağı sitesini ziyaret ederek bu ve bunun gibi bir çok yazıya ulaşabilirsiniz.

Down sendromunun bilinen herhangi bir tedavisi yoktur. Doğumundan ölümüne kadar birey Down sendromlu olarak yaşamını sürdürecektir. Bu yüzden ben Down sendromunu bir hastalık olarak tanımlamak yerine genetik farklılık olarak tanımlamanın daha uygun olduğunu düşünüyorum. Bir tedavisi olmasa da Down sendromlu bireyleri topluma kazandırmak adına çalışmalar yapılmaktadır.

Down sendromlu bireyler için özel olarak hazırlanan eğitimler, aktiviteler sayesinde bir işte çalışabilir, enstrüman çalabilir, arkadaş edinerek sosyal bir yaşam sürdürebilirler.

Down sendromlu bir bebeğiniz varsa bebeğinizin sağlıklı bir yaşam sürdürmesi için bir çok konuda hassas davranmanız gerektiğini de özellikle belirtmem gerekmekte. Örneğin, hafif veya orta seviyede zeka geriliği bulunduğunu belirtmiştim bu yüzden normal çocuklar kadar hızlı kavrayamayacaklarını, yine metabolizmalarının yavaş olduğunu belirtmiştim beslenmesine dikkat etmezseniz ciddi kilo problemi yaşayabileceklerini bilmelisiniz.

Bilgi ağımıza bir zincir daha ekledik eğer sizde bilgi paylaştıkça artan bir hazinedir görüşünü savunuyorsanız sitemize kayıt olarak içerikler paylaşabilirsiniz. Bin bilsen de bir bilene sor bölümünden sorularınızı, görüşlerinizi paylaşabilirsiniz. Eğer anne ve bebekler ile ilgili merak ettiğiniz farklı konular varsa anne & çocuk bölümümüzü inceleyebilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek duası ile.

Down Sendromunun Tedavisi Var mı? yazısı ilk olarak Web Ağı sitesi tarafından yayınlanmıştır. Web Ağı sitesini ziyaret ederek bu ve bunun gibi bir çok yazıya ulaşabilirsiniz.

Down sendromu, bebeklikte görülmeye başlanan ve ömür boyu devam eden bir hastalıktır. Dünya üzerinde milyonlarca, Türkiye de ise binlerce bireyde görülmektedir. Hamilelikte bebeğin down sendromlu olduğu nasıl anlaşılır? Sorusunu cevaplamadan önce down sendromu nedir? Down sendromunun belirtileri nelerdir? Sorularını cevaplandırmak istiyorum.

Down sendromu hastalığının tanısı hamilelik döneminde konulabilmektedir.

Down sendromu nedir?

Down sendromu bir hastalık olarak tanımlansa da ben genetik bir farklılık olarak telaffuz edilmesi taraftarıyım diye belirtip yazıma devam ediyorum. Normal bir insanın kromozom sayısı 46’dır, bu kromozomlarda 23 tanesi anneden 23 tanesi babadan gelmektedir. Down sendromu olan bir bireyde kromozom sayısı 47’dir. Yani fazladan 1 tane kromozom vardır. Down sendromu olan bireylerde fazladan bulunan kromozom 21. Kromozomdur. Bu fazladan 1 kromozom nasıl oluşmuştur? Bu kromozom annenin yumurtalık hücresinden de babanın sperm hücresinden de gelebileceği gibi döllenmenin gerçekleşmesinden sonra kromozomların bölünmesi esnasında kromozomların yapışık kalması sonucu da oluşabilir.

Toparlayacak olursam Down sendromu, insan vücudunda 1 tane kromozomun fazla bulunması sonucu meydana gelen genetik bir farklılıktır.

Hamilelikte Down Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Hamilelikte Down sendromunun belirtilerinin gözlemlenmesi için ultrasonografi çekilmesi gerekmektedir ancak ultrasonografi sonuçları Down sendromunun belirlenmesinde tek başına yeterli değildir. Bu yüzden anne karnındaki bebeğin Down sendromlu olma ihtimali hesaplanırken ultrasonografi yanında kan testlerinin de yapılması gerekmektedir.

• Anne karnındaki bebeğin ense kalınlığında artış varsa Down sendromu belirtisi olabilir.
• Burun kemiğinin bulunmaması
• Kulakların normalden kısa olması,
• Küçük parmaklarında ortadaki kemiğin bulunmaması,
• Üst kol ve bacak kemiklerinin normalden kısa olması,
• Parmaklarının normalden daha kısa olması

Yukarıda saydığım belirtiler hamileliğin herhangi bir döneminde görüntülenebilecek belirtilerdir. Eğer hamileliğin erken döneminde Down sendromu riski hakkında net bir bilgi edinmek istiyorsanız mutlaka doktorunuza danışın, ultrasonografi ve kan testleri sonuçları birlikte incelenerek size net bir bilgi verilecektir.

Hamilelikte Down Sendromu Tanısı Nasıl Konulmaktadır?

Hamilelikte bebeğinizin Down sendromlu olup olmadığını öğrenmek istiyorsanız doktorunuza konuyu anlatın size en uygun tanı yöntemini anlatacaktır. Bende ön bilgilendirme yapayım, ultrasonografi ile görüntülenen bebeğin ense kalınlığının ölçülür ardından anne kanı alınarak Beta-HCG ve PAPP-A hormonları için testler yapılır. Elde edilen sonuçlar birlikte değerlendirilmesi sonucunda %85 – %90 oranında bebeğin Down sendromlu olup olmadığı öğrenilebilir. Testler 11. Hafta ile 14. Haftalar arasında yapılması gerekmektedir bu haftaları kaçırsanız bile bebeğin Down sendromlu olduğunu öğrenebileceğinizi unutmayın.

Gelişen teknoloji ve tıp alanındaki gelişmeler ile anne karnındaki bebeğin Down sendromlu olma ihtimalinin hesaplanması daha kolay bir hale gelmiştir. Avantajı Down sendromunun teşhis edilme oranı %98-%99 oranına kadar yükselmiştir, dezavantajı yapılan testin ücreti çok yüksektir. Parası önemli değil ben yaptırmak istiyorum diyorsanız testten bahsedeyim, testin adı Prenatal Tarama Testidir. Anne karnındaki bebekten kan alınır, alınan kan kullanılarak DNA testi yapılır. DNA üzerinde yapılan incelemelerin sonucunda bebeğin Down sendromlu olma ihtimali büyük oranda tespit edilecektir. Türkiye de Prenatal Tarama Testini yapan çok fazla sağlık kuruluşu bulunmadığını belirtmek isterim.

Down Sendromlu Bireylerin Özellikleri Nelerdir?

• Enseleri normal insanların enselerine göre daha kalındır,
• Boyları genelde kısa olur,
• Parmakları kısadır,
• Metabolizmaları yavaştır,
• Hafif veya orta derecede zeka geriliği görülmektedir,
• Kemerli burun yapısına sahiptirler,
• Ayak baş parmağı ayrıktır, yani baş parmak ile diğer parmakların arası belirgin şekilde açıktır.

Down Sendromunun Tedavisi Var mı? 

Bilgi ağımıza bir zincir daha ekledik eğer sizde bilgi paylaştıkça artan bir hazinedir görüşünü savunuyorsanız sitemize kayıt olarak içerikler paylaşabilirsiniz. Bin bilsen de bir bilene sor bölümünden sorularınızı, görüşlerinizi paylaşabilirsiniz. Eğer anne ve bebekler ile ilgili merak ettiğiniz farklı konular varsa anne & çocuk bölümümüzü inceleyebilirsiniz. Bir sonraki yazıda görüşmek duası ile.

Hamilelikte Bebeğin Down Sendromlu Olduğu Nasıl Anlaşılır? yazısı ilk olarak Web Ağı sitesi tarafından yayınlanmıştır. Web Ağı sitesini ziyaret ederek bu ve bunun gibi bir çok yazıya ulaşabilirsiniz.